Translate

12 Eylül 2013 Perşembe

GERÇEK BOYUTLARI SAPTANAMIYOR ÇÜNKÜ…

Raporda, “Aile içi ahlaki bir sorun olarak da tanımlanan ensest olayları ve mağdurlar, ailedeki diğer bireyler tarafından saklanmaktadırlar. Ailede çocuğun sağlık durumuna ilişkin önlemlerin alınması öncelikli olarak yapılması gereken müdahale iken aile bireyleri tarafından sorunun ahlaki boyutu daha fazla önemsenebilmektedir. Bu nedenle de çocuğun aile içinde her türlü cinsel istismarı olarak tanımlanan ensest sorununun gerçek boyutlarını saptayabilmek oldukça zor” deniliyor.

Bir psikolog, mağduru saran çemberi şöyle tarif ediyor:

Ensest saldırganının çocuğun güvendiği bir yakını olması ve olayın genellikle çocuğun kendini güvende hissetmesi beklenen evinde -hatta kendi yatağında- yaşanması, mağdurun istismarı ifade etmesini zorlaştıran bir durumdur. Mağdurun bu çemberden çıkması için kendisini güvende hissedeceği başka ilişkilere ya da ortamlara ihtiyacı vardır. Mağdur çocuğun kendisi, yakınları, danıştığı/karşılaştığı uzmanlar, ensestle mücadele ederken çeşitli sorunlar yaşarlar. Bu nedenle de ensest fark edildiği anda açığa çıkarılabilen ve gerekli önlemler alınabilen bir problem değildir.

NAMUS BASKISI ENSESTİ GİZLİYOR

Namus anlayışının neden olduğu toplumsal baskı, ensestin açığa çıkışını her aşamada engelliyor. Mağdurun yaşamış olduğu taciz ve tecavüz, ailesi tarafından ‘namus’ meselesi haline getirildiğinde yaşadığı mağduriyete rağmen çocuk suçlanabiliyor.

Toplumun gözünde de ensest, cinsel saldırının ötesinde mağdur ve ailesinin namusunun kirlenmesi olarak algılanıyor. Saldırganlar da olayın açığa çıkmasını önlemek için toplumun namus anlayışı içinde gizlenme yoluna giderek bekâreti bozma, gebe bırakma gibi durumlardan kaçınmaya çalışıyorlar.

(Psikolog)

“…bir kadın gelmişti bana; herhalde 67 yaşlarında falan… Geldi ve ben odaya alıp da ‘Hoşgeldiniz’ bile diyemeden bana dedi ki ‘Benim dayım öldü, annem öldü, ben artık bunu açıklayabilirim: Benim dayım çocukken beni yıllarca taciz etti ve ben hep bu yükü üstümde taşıdım, ama bunu hiç anlatamadım çünkü bundan üzülecek kişiler hayattaydı. Artık öldüler ve ben bunu anlatmak için size geldim.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder