Cinsel
istismarın varlığı, farklı şekillerle mağdurun aile çevresi dışına çıkarak
çeşitli kurumlarda
ilişkiye geçtiği uzmanlara yansıyabilir. Mağdur doğrudan ensest şikâyetiyle okula,
sağlık kuruluşlarına, kolluk kuvvetlerine, savcılığa ya da SHÇEK'e
başvurabileceği gibi farklı
nedenlerle bu kurumlarda bulunduğu sırada ensest ortaya çıkarılabilir. Mağdurun ensestle
ilgili olsun olmasın bu kurumlara başvurduğunda olayın ne şekilde seyredeceği, mağdurla ilk
karşılaşan uzmanın tabloyu nasıl değerlendirdiğine bağlıdır. Uzmanın değerlendirmesinin
yanı sıra mağdurun ve/veya mağdurun yanında olan yakınının tavrı da olayın seyri
için önem taşımaktadır. Bu yazıda çocukların hizmet aldığı iki temel kamu kurumunun,
eğitim kurumlarının ve sağlık kurumlarının, rolüne ve sorunlarına yer
vereceğiz.
•Okullar
Ensest
mağduru bir çocuğun okula devam etmesi, hem çocuğun istismarı anlatabileceği
bir kuruma ulaşması hem de bu kurumdaki öğretmenlerin istismarı fark edebilmesine
olanak sağlamaktadır. Ancak öğretmenlerin çalışma koşullarının elverişsizliği ve
donanımlarının eksikliği, bu olanağın çocuğun yararına kullanılabilmesine engel
olabilir. Öğretmen,
çocuğun diğer yakınları gibi, aile içerisinde cinsel istismarın olabileceğine
ihtimal
vermeyebilir.
Bu durumda mağdurun ensesti düşündüren sözlerini ve davranışlarını değerlendiremeyebilir.
Öğretmenlerin mesleki gelişimleri sadece ensest konusuyla değil, çocuk
istismarının geneliyle ilgili sistemli olarak desteklenmediğinden özellikle
meslekhayatlarının ilk yıllarında sorunlar karşısında çözüm bulmakta zorluk
yaşamaktadırlar. Bu durumda
öğretmenlerin ensest mağduru çocukla kurdukları diyalogun her aşamasında attığı adımların
doğruluğu, kendi duyarlılıkları ve çalıştıkları kurumun donanımına bağlı olarak değişmektedir. Okullarda
istismar karşısında sistemli bir uygulama olmadığından aileler gibi öğretmenler
de ensesti fark etmeyebilir, fark ettiğinde ne yapacağını bilemeyebilir,
çocuğun yararına
olabileceğini düşünerek oluşturdukları bazı stratejiler çocuğa zarar verebilir.
Bir savcının
okul kanalıyla kendilerine ulaşmış bir vakaya ilişkin aktarımı şöyledir: “…öğretmenine
anlatmıştı o, yargılamada bir olay. Öğretmeni inanmamıştı
tekrar bir başka öğretmeni, bir başka öğretmeni. Derken bir kurul halinde
öğretmenler bu işin yalan olmadığı, doğru olduğu kanaatine varıp olayı intikal
ettirdiler resmi mercilere, o şekilde baba tutuklandı.” Bu olayda
olduğu gibi mağdurun öğretmenlerce defalarca sorgulanması çocuğu yıpratmıştır.
Ayrıca böyle durumlar çocuğun korkarak ve kendisine inanılmadığını düşünerek olayı
gizlemesine de neden olabilmektedir. Bir rehber
öğretmen ise meslektaşının kendisine anlattığı bir olayda ensest mağduru bir öğrencisini
yönlendirmede nasıl zayıf kaldığını şu sözlerle anlatmıştır: “...sekizinci
sınıfta bir öğrencisiydi... görüşmeler ilerledikçe altından böyle bir
vaka çıktığını anlattı. Bunu babasının yaptığını anlattı. Babasının çok baskıcı,
otoriter, kesinlikle ama kesinlikle ortaya çıkarsa çocuğu öldürebilecek yapıda falan
olduğundan bahsetmişti... ve kendisini çaresiz hissettiğini... bir yere yönlendiremediği
ve böyle bir durumla kendi başına mücadele etmek durumunda kalışından
bahsetmişti. Onu dinleyerek en azından biraz katkı sağlamaya çalışıyorum
falan demişti.” Öğretmenlerin
çocuğun ve kendilerinin güvenliğinin tehdit altında olduğuna inandıkları
durumlarda verdikleri rehberlik hizmeti, olayı açığa çıkarmak yönünde adım atmak,
çocuğu ve aileyi bu yönde adım atmaya yönlendirmek yerine çocuğa dert ortağı olmakla
sınırlı kalabilmektedir. Aile dışından biriyle paylaşılmasına rağmen istismar
olayının devam
etmesi, saldırganın cesaretini, mağdurun ise çaresizlik hissini arttıran bir
durumdur. Öğretmenler
olayın açığa çıkmasının yaratacağı tepkiden de kaygı duyabilmektedirler. “...ben
bunları yavaş yavaş sindire sindire ailenin haberdar olmasını daha doğru
olacağını düşündüm... annenin haberdar olması, teyzenin haberdar olması, hani
daha güvenilir insanların bilmesi. Çünkü birden bir polis falan
gelirse o
zaman bir şok, bir şey yaşayabilirler...”(Rehber öğretmen) Öğretmenler
ensesti açığa çıkarmanın kendileri için de bir risk olabileceğinden kaygılanmaktadırlar.
Kaygılarının yersiz olmadığını ensesti bildiren bir öğretmenin başına gelenler
göstermektedir. “Mesela bir
tane kızcağız vardı, bir okulun rehber öğretmeni. Bir vaka bildirdiydi.
Kızcağız.. .taşınmak zorunda kaldı, okulunu değiştirmek zorunda kaldı. Bütün
köy düşman oldu. Bir de müdür arkasında durmadı.” (Rehber öğretmen) Bu tür
durumlarda öğretmenin yalnız bırakılmaması, öncelikle okul yöneticileri tarafından
desteklenmesi önemlidir. Ancak toplumsal baskının izleri okulda da gözlemlenebilir.
Nasıl aile, cinsel istismarın ortaya çıkmasını “aile namusunun lekelenmesi” olarak
algılıyorsa, aynı zihniyetteki okul yöneticisi de okulunda ensest mağduru bir
öğrencinin olduğunun ortaya çıkmasını “okulun namusunun lekelenmesi” olarak
algılayabilir ve gizlemeyi
seçebilir.
•Sağlık
kurumları
Sağlık
kurumlarında istismarla, özellikle de çocuk istismarı ile ilgili çok disiplinli
bir birimin olup
olmaması ensestin ortaya çıkıp çıkmaması üzerinde etkilidir. 2002-2006 yılları arasında
Türkiye çocuk ihmal ve istismarına durumunda devreye girecek çok disiplinli merkezlerin
sayısı ve niteliği arttırmaya yönelik yapılan çalışma ve bu çalışma sırasında yapılan
eğitimlerin değerlendirmeleri istismarın ortaya çıkarılması ve devamınya
yapılacak müdahalelerde
merkezlerin varlığının önemini bir kez daha ortaya koymuşturtur (Ağırtan vd., 2009: 249).
Farklı uzmanlık alanlarının bir arada çalışmadığı kurumlarda ensestin gözden kaçması
mümkündür. Sağlık çalışanlarının sebebi belirsiz sağlık sorunlarının ardında istismarın
olabileceği konusunda farkındalık sahibi olmaları gereklidir. Cinsel istismara
ilişkin çocukların
verdiği dolaylı tepkilerin sağlık kurumlarında doğru değerlendirilememesi
olayın ortaya
çıkışını geciktirmekte, bazen ortaya çıkışına tamamen engel olmaktadır. Bir
adli tıp uzmanının
aktardığı olayda, 10 yaşlarında farklı şikâyetlerle defalarca okulda ve sağlık kurumlarında
izlenen bir çocuğun yaşamakta olduğu baba tacizinin ortaya çıkmasının nasıl iki yıl
geciktiği şöyle anlatılmıştır: “...Çocukta
aslında okul başarısında bir düşme var davranışlarında bir değişiklik
var, babasıyla birlikte olmak istemiyor, halbuki babası onun gelişmesi, bir erkek
olarak yetişmesi için sürekli pazarda yanında olmasını istediğini, arabayla onu
değişik yerlere götürdüğü söylemesine rağmen çocuk babadan uzaklaşıyor.
Babayla hiç yan yana kalmak istemiyor, annesinin varlığında ancak belki de
babasıyla birlikte daha rahat olabiliyor... sağlık problemleri de ortaya
çıkmış, okuldaki rahatsızlığı nedeniyle de birtakım şeyler var. Çocukta aslında sindirim
şikâyetleri var, mide bağırsak şikâyetleriyle geliyor... Aradan 1,5-2 yıl geçtikten
sonra çocuk psikiyatrisi bizden konsültasyon istediğinde biz olaya müdahil
olduk...”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder