Translate

30 Temmuz 2013 Salı

ÇOCUĞUN ANLATMAMA NEDENLERİ


Çocukların mağduriyetinin ortaya çıkarılmasının önünde iç içe geçen ve birbirini güçlendiren engeller bulunmaktadır. Bu engelleri araştırma bulgularından yararlanarak aşağıdaki başlıklarda topladık.

• Normalleştirme
Çocuk yaşadığı şeyden rahatsız da olsa yaşadıklarının yanlışlığını bilemeyecek ve bunu ifade edemeyecek kadar küçük bir yaşta olabilir. Erken yaşta başlayan taciz ve tecavüz çocuğun babayla, ağabeyle, dedeyle normalde yaşanan ilişkinin böyle olduğunu zannedecek bir algı oluşturmasına neden olabilir. Babası tarafından taciz edilen 8 yaşındaki erkek çocuğunun görüştüğümüz uzmana aktarmış olduğu ifadeler, çocuğun yaşadığını nasıl normalleştirdiğini göstermesi açısından çok aydınlatıcıdır: “...ne yapıyorsunuz, nasıl oyun oynuyorsunuz babanla birlikteyken? dedim. Babam beni gıdıklıyor, dedi. Önce dedi, soyunuyoruz, sonra o beni gıdıklıyor, ben onu gıdıklıyorum. Sonra ben yüz üstü yatıyorum, sonra babam beni koltuk altımdan gıdıklıyor, dedi. Peki dedim poponu da gıdıklıyor mu? Oha! dedi. Peki, sonra ne yapıyorsunuz, dedim. 'popoma pipisini sokuyor' dedi.” (Adli tıp uzmanı) Çocuğun güvenli ve güvensiz dokunuş algıları bozulmuş, babanın saldırı davranışı normalleştirilmiştir. Bu durum ensestin açığa çıkmasını geciktirmekte ya da engellemektedir.

•Çocuğun kendisini olayın suçlusu olarak görmesi
Olayın mağdur çocuk tarafından ifade edilememesinin önemli bir nedeni çocuğun kendisini suçlaması, bu durumun sadece kendisinin başına geldiğini sanması ve bu sorun karşısında kendisini yalnız ve çaresiz hissetmesidir. Mağdurların kendilerini suç ortağı olarak görmeleri, olayı ifade ettiklerinde ise taciz eden kişinin başına gelecekler için kendilerini suçlu hissetmeleri, çoğu kez onların olayı açığa çıkarmasına engel olmaktadır.

•Taciz edenin uyguladığı baskı ve tehdit
Taciz edenin nasıl bir baskı yöntemi sürdürdüğü, tehditkâr mı, duygu sömürüsüne ya da sırdaşlık üzerine mi kurulmuş bir taciz yolunu kullandığı mağdurun ve saldırganın kişilik özellikleriyle ilgilidir. Saldırganların mağdurları, diğer yakınlarına özellikle de annelerine ve kardeşlerine zarar vermekle tehdit ettikleri görüştüğümüz kişilerce aktarılmıştır. Saldırganlar mağdurun sessizliğini korumak için her yolu deneyebiliyor. Örneğin bir babanın, taciz ve tecavüzünün ortaya çıkmaması için ne gibi yolları denediği şöyle aktarılmıştır:
...kız evli, boşanıyor, ailesinin yanına sığınıyor evliyken. Evlenip ayrılmış ama resmi nikâhı yok. Baba evine döndüğü zaman baba işte kızına silah zoruyla bir sefer tecavüz ediyor ve eğer söylersen anneni de öldürürüm, seni de öldürürüm şeklinde baskı altına alıyor... sürekli sözlü, bakış filan, işte gel seninle dışarda konuşalım, evlilik üzerine konuşalım, bundan sonraki hayatın üzerine konuşalım şeklinde zorla dışarı çıkarıyor…” (Psikolog) Halasını başka bir kentteki evinde ziyaret ettiği sırada, halasının kocası tarafından tecavüze uğrayan lise öğrencisi bir kız çocuğu saldırgan tarafından olayı açığa çıkardığı takdirde öldürülmekle tehdit edilmektedir. Ancak mağdurun üzerindeki bu tehdidin yanı sıra güçlü bir toplumsal baskı vardır. Mağdur saldırıdan bir başkasına bahsetmesi durumunda halasının “yuvasının yıkılmasına” neden olmaktan çekinmektir. Ne türden şiddet yaşanırsa yaşansın evliliğin sürdürülmesi yönündeki toplumsal baskı, bu örnekteki gibi, bazı
durumlarda diğer baskı türlerinin önüne geçebilmektedir.

•Saldırganın otoritesi
Saldırganların ailede sahip oldukları otorite de ensestin uzun süre ortaya çıkmamasının nedenlerinden biridir. Bu ailelerde diğer şiddet biçimlerine de rastlanabilmektedir. “Mesela bu evlerde şiddet oluyor çoğunlukla. ...bu adamlar evin içinde çok fazla güç sahibi oluyor, bu insanlar aileyi izole ediyor. Bunlar hem eşlerini hem çocuklarını son derece kontrol eden insanlar. Yani nereye gitti hepsini adım adım izliyorlar. Daha kontrolcü, daha baskıcı, fiziksel ya da ekonomik ya da psikolojik şiddet bu ailelerde bu kişi tarafından sıklıkla görülüyor...”(Psikolog)

•Çocukların yetiştiriliş biçimi ve eğitim sistemi
Öte yanda, çocuğa birey olarak bakılmadığı, aileniin malı olarak kabul edildiği, çocukların büyüklerine koşulsuz saygı ve itaat kabulüyle yetiştirildiği yaklaşımların hâkim olduğu ortamlarda çocuğun istismarı ifade etmesi zorlaşmaktadır. Yaşamın diğer alanlarında da gördüğü kötü muamelelere hayır dememek üzere yetiştirilen çocukların sessizliklerini daha uzun süre koruması olasıdır. Eğitim sistemi de bu durumu pekiştirmektedir, çünkü orada da yapı, çocuğa kendini ifade etmesi ve bedenini koruması için yapması gerekenleri öğretmek amacıyla kurulmamıştır. Bu da çocuğun hem ailede hem okulda istismar olaylarını aktarmasını zorlaştıran bir nedendir. Rehberlik uzmanı bir öğretmen bunu aşağıdaki şekilde ifade etmektedir: “Bizim eğitim programlarımızda matematiği iyi öğretebiliyoruz, fen bilgisini işte, coğrafyayı belki iyi öğretiyoruz ama yaşama hazırlama konusunda çok büyük eksiklik var. Çocuğun kendisini ifade etmesi, kendisi bir zarara
uğradığı zaman nasıl tepki koyacağı, nerelerden yardım alacağı, bunlar yok...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder