Translate

16 Nisan 2013 Salı

Neden sürekli üstü örtülmeye çalışılıyor?



Ülkemizde yıllarca babasının, ağabeyinin, dedesinin v.s tacizine maruz kalanlara rağmen ensest gerçeği büyük bir kesim tarafından görmezden geliniyor. Yaşananları anlatan kitaplar yazılıyor ama bir gerekçe ile bu kitaplar bile toplatılıyor. Nedense kimsenin bu konuya tahammülü yok. Herkes konuşuldukça sanki meşrulaşabilecek bir konuymuş gibi davranıyor bu konuya. Oysa tam tersine, ancak bu sorun tespit edilirse gerçekten koruyucu önlemler alınabilir. Ancak bu konunun tartışılması istenmiyor çünkü eğer bu konu tartışılmaya açılırsa "kutsal aile" tanımı da tartışılmaya açılacak ve böylece sürekli altı çizilen "kutsal aile" tanımının üzerinde yükseldiği temeller de belki de meşruluğunu kaybedecektir. Kol kırılır yen içinde sözü tüm ağırlığı ile pek çok yaşamı yok etmeye devam edecektir.
Enseste uğrayanlar çoğunlukla çok uzun zaman ya bunu dile getiremiyorlar ya da bu konu kimi zaman hiç açığa bile çıkmıyor. En acı olan ise ailelerin bu öğrendikleri zaman hep inkara geçiyor olmaları. İnkar edemedikleri noktada ise maalesef aileyi parçalama yoluna gitmiyorlar. Bir kadın, kendi öz kızına tecavüz eden kocasından boşanmamayı seçebiliyor. Kol kırılıyor, yen içinde kalıyor!
Türkiye'de ensest diye bir sorun yokmuş!.. Hayır! Yalnızca Türkiye'de değil, tüm dünyada ensest diye bir sorun var ve bu sorunu tespit etmeden de çözüme yönelik adım atmak mümkün değildir. Bir adam, "Kızımı ben büyüttüm; her şeyinin tadına da önce ben bakabilirim" diyebiliyorsa ki diyor. Nasıl oluyor da Türkiye'de ensest diye bir sorun olmuyor? Öncelikle yapılması gereken, ensesti bir sorun olarak tespit ve teşhir etmek, ensest mağdurlarına psikolojik, toplumsal dertsek sunmak ve bu sorunu ortadan kaldırmaya yönelik somut adımlar atmaktır.
Ülkemizde ensest çok ciddi boyutlardadır. Ancak, bizim ülkemizde bu konular hala daha basında ancak üçüncü sayfa haberi oluyor. Oysa ki asıl önemli olan olayın kendisinden çok bu olayların nelere mal olduğudur. Ancak bunlar hep inkar ediliyor. Enseste uğrayan bir kadın bu yaşanmışlığı üç nesle aktarıyor. Bunlar tartışılmadığı gibi bunların nelere mal olduğu da hep göz ardı edilirse sonuç ortada... Travmatik bir yapılanmanın nelere mal olduğunu hepimiz görüyoruz, yaşıyoruz. Bu konular tartışılmadığı sürece, hem bu konuları inkar etmeye, hem de kendimizi kandırmaya devam edeceğiz. Korkulardan arınılmadığı sürece de anneler babalar çocukları değil, korkular korkuları büyütmeye devam edecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder